Evlenme töreninden bir müddet sonra, diğer Haçlılar'ın ardından Richard da Avrupa'ya doğru hareket etmiş, Kudüs-i Şerif yine Selahaddin Eyyubi'nin koruyucu ellerinde kalmıştı.
Selahaddin-i Eyyubi dedikleri bir komutan ve ordusu Kudüs'ü kuşattı.
Haçlılar tir tir titriyor, baba!
Belki öcümüzü Selahattin alır, kim bilir.
Sayfa 221Kitabı okudu
Sonraki Fatih Kim?!.
~•~
İlk olarak birinci halife Ebubekir, Filistin üzerine 633 yılında iki küçük birlik gönderdi.
Daha sonra 634’de İslâm ordusunun Remle yakınlarında Bizans ordusuna karşı kazandığı zaferle Kudüs dışındaki bütün Filistin toprakları fethedildi.
Kudüs’ün fethi ise 638’de ikinci halife Ömer döneminde gerçekleşti. Bu fetihten sonra kudüs ve çevresi 1097’ye kadar sürekli Müslümanların hâkimiyetinde kaldı.
1097’de haçlı ordularının kırk gün süren şiddetli kuşatmaları sonunda bu kutsal belde Hıristiyanların eline geçti. Haçlılar kudüs’ü işgal ettikten sonra bir hafta süreyle şehirde katliam gerçekleştirdiler. Bu katliamda Müslümanlardan yetmiş bin kişi öldürüldü. Haçlı işgali yaklaşık doksan yıl sürdü. Bu işgale 1186 yılında Selahaddin eyyubî son verdi. Yavuz Sultan Selim’in 1516’da gerçekleştirdiği Mısır seferi sonrasında kudüs ve Filistin Osmanlı devletine bağlandı.
~•~
Sayfa 11Kitabı okudu
Selahaddin Yusuf Bin Eyyüb
1187 yılındaki Hittîn savaşında Kudüs’ü geri alan Selahaddin-i Eyyubi, geniş bir “eman” yayınlar ve kendisine karşı Savaşan hristiyan askerin dahil, herkesin can ve mal güvenliğini garanti altına alır. Haçlılar tarafından kovulan ve uzun süredir Kıbrıs’ta bulunan Yahudi hahamını Kudüs’e geri davet eder. Üç din arasında barış ve adaleti tesis etmeye çalışarak siyasi Ve dini bütün tarafların takdirini toplar. Batılı kaynaklarda yer yer gizli bir hıristiyan şovalye olarak anlatılır. Dante, Selâhaddin’i Limbo’daki Erdemli paganlar arasına yerleştirir.
Sayfa 75Kitabı okudu
Yahudiler için iki mutlu hadiseden bir Selahaddin Eyyubi'nin Haçlılar yenip kudüs'ü geri almasıdır. Haçlılar 1099 tarihinde Kudüs'ü işgal etmişler ve burada bir "
Kudüs Latin Krallığı" kurmuşlardır. Selahaddin Eyyubi 1187 de Kudüs'ü geri alarak, tekrar İslam egemenliği altına sokmuştur. Selahaddin Eyyubi Kudüs'ü aldıktan sonra bütün yahudileri Kudüs'e dönmeye davet etmiş ve bu davet üzerine Mısır, Suriye, Mezopotamya, güney Avrupa ve hatta Fransa ve İngiltereden bir çok yahudi Kudüs'e göç etmiştir. Bu yeni gelenler Selahaddin Eyyubi'nin kardeşi Melik-el-Adil tarafından törenle karşılanmışlardır (35). Fakat Eyyubileriı'ı arkasından gelen Memluk’larla beraber Filistin yahudileri için yeniden sıkıntılı bir devir başlamıştır.
Yahudiler için ikinci mutlu hadise, Yavuz Sultan Selim'in 1517 de Suriye ve Mısırı almasıdır. Suriye ile birlikte Filistininde Türk egemenliğine girmesi üzerine, bilhassa Kudüs'e, Avrupa ülkelerinden yeniden yahudi göçleri başlamış ve müteakip yıllarda bu göçler giderek artmıştır. Bir halde ki, 18. yüzyılın ortalarında yahudiler Kudüs’te nüfusun çoğunluğunu meydana getiriyordu (36).
Sayfa 11
2 Ekim 1187'de Kudüs'e giren Selahaddin-i Eyyubî insanlık tarihinde emsâli görülmemiş bir sürette büyük bir adâletle Kudüs halkının yaralarını sarmış ve bu kadîm İslâm diyarını yeniden Müslümanlar'a kazandırmıştır. O gece Miraç kandilinin yıldönümüydü. Selahaddin Eyyubî bu vesileyle afv-umûmî ilân etmişse de kılıç artığı Haçlılar, bu eşsiz merhameti bir taktik eseri zannederek kaçıp Akra Kalesi'ne sığınmışlardı.
Sayfa 165 - Sebil YayıneviKitabı okudu
Muhasaranın ardından Selahattin, Richard'a bir ulak göndererek tutsakların mübadele koşullarını görüşmek istedi. 31Temmuz'da Philippe Avrupa'ya dönmek üzere yola çıktı ancak askerlerini geride bıraktı ve bu şekilde Richard tüm Haçlı kuvvetlerinin tartışmasız başkomutanı oldu. 11 Ağustos'ta Haçlı elçileri Selahattin'e ilk parti ödeme ile mübadelenin ertesi gün gerçekleşmesi gerektiğini hatırlattılar. 10.000 dinar ile 1.600 esir toplanıp hazır edildi ancak Haçlılar kendi
aralarında hala münakaşa halindeydi. Bu anlaşmanın neden gerçekleşmediği bilinmiyor fakat bu olay iki hükümdar arasındaki farkı göstermesi açısından önemlidir. Selahattin dört sene önce elindeki esirleri, fazladan kalabalık etmesinler diye serbest bırakmıştı. Richard ise yine aynı sebeple hepsinin idamını emretti ve 2.700 esir, içlerinde 300 kadar kadın ve çocuk olduğu halde surların önünde iplerle birbirlerine bağlanarak hunharca katledildi.
Sayfa 62Kitabı okudu
“Haçlılar 1099’da Kudüs’e girerken 70 bin masum insanı birer birer öldürmüşler çocukları annelerinin kucağından alıp kapılara çakmışlardı. Kan döküldüğünü gaddarlığın ve gerçek barbarlığın her çeşidini gösterdiler. Bu bilgileri bizzat Avrupalı tarihçiler veriyor. Hatta yalnız Müslümanları değil, az sayıdaki Yahudilere de aynı şekilde kıydılar.”
Sayfa 138 - Düşün YayıncılıkKitabı okudu
Selahaddin'in bu insanca davranışı Kudüs'ü zapt eden Haçlıların vahşetiyle tam bir tezat teşkil ediyordu. Mirac Kandili'ne denk düşen 2 Ekim 1187 Cuma günü Selahaddin Kudüse girdi. Haçlıların seksen sekiz yıl önce kana buladıkları şehirde hiçbir taşkınlık yapılmadı. Müslümanlar zafer sevincini olgunluk içinde kutladılar. Haçlılar Kudüs'ten çıkıp giderken Ortodoks ve Yakubi Hıristiyanlar şehirde kaldı. Yahudilerin de şehre yerleşmesine izin verildi. Hıristiyanlara ait kutsal yerlerin idaresi Ortodoks Kilisesi'ne teslim edildi. Bir süre Kudüs'te kalan Selahaddin Eyyubi, Haçlılar tarafından saray olarak kullanılan Mescid-i Aksa'yı camiye çevirdi.
Sayfa 196 - Destek YayınlarıKitabı okudu
